Sarp kayalardan yollar geçse de
Fani dünyamızdan kullar geçse de
Gözlerinde açan ilkbaharla
Gelirsen, yine kabul ederim
Savrulup düşmesin gönlün gümana
Kış vaktinde çıkan olur mu harmana
Beddualar ederek geçen zamana
Dilinden düşmeyen intizarla
Gelirsen, yine kabul ederim
Takatin biter, bastona yaslanırsın
Heyecanın da kalmaz, uslanırsın
Belki gençliğin gider, yaşlanırsın
Saçına lapa lapa yağan karla
Gelirsen, yine kabul ederim
Ela gözlerinin kalmasa feri
Yeter ki sen bana dönüp gel geri
Ayıran kavuşturursa bizleri
Eskisinden yüce itibarla
Gelirsen, yine kabul ederim
Karanlık odamın camında firkat
Aynalar buğulu, asılmış surat
Yüzünde çizgiler artsa da kat kat
Yüreğinde sönmeyen bir korla
Gelirsen, yine kabul ederim
Gerçek aşkı başkasında bulsan da
Onun yoluna döşenmiş olsan da
Sevip birini, boşanmış olsan da
Aramızda kalacak bu sırla
Gelirsen, yine kabul ederim
Haber gönderirsen bir mektup ile
Dağılır o anda dert, keder, çile
Aradan yirmi üç yıl geçse bile
Ya güzellikle yahut da zorla
Gelirsen, yine kabul ederim
Beklerim vuslatım oluncaya dek
Âhirimde seni buluncaya dek
Son nefesi verip ölünceye dek
Sırattan ince iftiharla
Gelirsen, yine kabul ederim
Gelirsen, yine kabul ederim
Ramazan Yanar (Âşık Kusûrî)