Loading

Osmancık Beyler Çelebi Camii kürsüsünden 24.1.2020 tarih Cuma günü merkezi sistemle  ‘’Deprem ve Korunma Yolları’’ konusunda hayatın içinden örneklerle bilgilendirme yaptım. Merkezi sistemle mahalle ve tüm köylere kadar ses gittiğinden ortalama 10-15 bin civarında vatandaşımıza ulaştığımızı düşünüyorum.  Bu ulaşılan hedef kitle bir ilçe için hiç te küçümsenmeyecek bir rakamdır. Şu anda önümde M. Soylu’ nun kaleminden ‘Afet Okulu’ isimli kitabı duruyor. Kitabı incelediğimde 81 ilin Afet ve Acil Durum müdürlüğünden alınan resmi eğitim bilgilerini görüyorum. Birçok ilimizde bir yıl içerisinde verilen eğitimlerde ulaşılan öğrenci ve diğer kişilerin toplam sayısının 5 -10 -15 bin civarında olduğu görülüyor. Toplumda temel afet bilincini geliştirebilmek, farkındalık yaratabilmek, beyinlere mesaj gönderebilmek veya internette gezinirken deprem, yangın, sel, zehirlenme, ilkyardım gibi hayati konularına da bakılmasına yönlendirebilmek adına yeni stratejiler belirlemeliyiz. İnsanların toplu olarak bulunduğu camilerde bunlardan bir tanesidir.  Bu nokta da Çorum adına, Alaca adına, Osmancık adına seviniyorum. Çünkü başka bir ilimizde bir yılda ulaşılabilen hedef kitleye biz cami kürsüsünden bir saatte ulaşma imkânı yakalamış olduk. Bu noktada konferans düzenlesek salona 100 kişi gelmez ama Cuma namazı vesilesi ile resen on bin kişiye ulaşabilirsiniz. Bu bağlamda;
        Doğumdan ölüme kadar hayatın her safhasında lazım olan ancak ihtiyaç olmadığı müddetçe çoğu zaman maalesef ihmal edilen sivil savunma gibi hayati bir konuda bizleri cami cemaatiyle buluşturduğu için öncelikle İl Milli Eğitim Müdürüm Yakup Sarı Beye, Osmancık Kaymakamlığımıza, İlçe Müftülüğümüze, cami görevlilerimize ve ‘’Müşterisiz meta zayidir’’ sırrınca camileri dolduran ve pür dikkat dinleyen değerli cemaate kalbi teşekkürlerimi arz ediyorum.


        Bu bağlamda ilçemize ve tüm ilçelere tavsiyem merkez camilerinde sinevizyon eşliğinde sunum yapma imkânının kurulmasıdır. Zira zaman zaman sinevizyon eşliğinde yapılan vaazların veya başka faaliyetlerin daha etkili olacağını düşünüyorum. Şöyle ki, ABD ‘de 8 yaşındaki çocuk bir trafik kazasında bir yaralıya suni teneffüs yaparak hayatını kurtarıyor. Daha sonra çocuğa bunu nasıl becerdin? Diye sorulduğunda, bir belgesel programında suni teneffüs yapılışını izlediğini ve orada gördüğünü uygulamaya çalıştığını anlatıyor. Bunun gibi vaiz abdestten – gusülden bahsederken, çocuklar veya yaşlı cemaatte görsel olarak ekranda izlerse daha rahat anlar (mahrem nedeniyle sormaktan utandığı hususlar varsa) veya hatası varsa düzeltir diye düşünüyorum.
        Beylerçelebi Cami kürsüsünden gözlemlediğime göre; Cuma namazı öncesi farklı bir konuyla karşılaşan bir kısım cemaatin dikkatini çekti. Acaba bu da nereden çıktı? Yoksa deprem mi olacak? Diye düşünenler oldu gibi geliyor. Bizde yanlış anlaşılmaya meydan vermemek adına bir iki cümle ile ‘camilerin aynı zamanda sosyal konularla donatılması gerektiğini, bizlerinde bu bağlamda sadece bilgilendirmek amacıyla burada bulunduğunu’  izah ettik. Depremi anlatırken bir ara Elazığ üzerinden bir örnek arz ettim. Tevafuk ki akşam üzücü Elâzığ depremi yaşandı. Bu depremin öncesinde camide bu faaliyetin yapılması cemaatin üzerinde çok önemli bir tesir bıraktığını düşünüyorum. Bu arada 6,8 şiddetinde deprem yaşayan Elazığ ve Malatya illerimize geçmiş olsun diyorum. Rabbim devletimize milletimize zeval vermesin. Devletin tüm birimleriyle şefkatli ellerinin afet bölgesinde 7/24 olduğunu 12 Kasım Bolu Depreminde görev yapmış bir sivil savunmacı olarak görüyorum. ( bu konuda ayrı bir makale kaleme alacağım)
       ‘’Büyük yangınlar küçük bir kıvılcımla başlar’’ sırrınca ümit ediyorum ki, yakın gelecekte birçok ilimizde, ilçelerimizde cami kürsülerinden bu ve buna benzer farklı konular işin uzmanları tarafından anlatılacak ve cemaat bundan memnun oldukça yeni arayışlar içine girilecektir. ‘’Ağızdan çıkan kürsüde, gönülden çıkan çarşıda, pazarda, ailede, okulda, işyerinde, makalelerde yer bulur’’ hesabı bu alışılmamış faaliyetin Türkiye gündemine haber olarak düştüğünü görünce doğrusu duygulandım.  Rabbim mahcup etmesin.
         Rabbim, ‘’Afetlerde sorunlu değil sorumluluğunu bilen’’ bir neslin ifası için son nefese kadar sağlık sıhhat içerisinde kendi çapımızda bu aziz millete samimi duygularla hizmet etmek nasip etsin. Önceki gün mahalli bir gazete de okuduğum ‘’garantisi yok’’ isimli makale beni çok etkiledi.
       Bilmem katılır mısınız? Aslında EN İYİ VAAZ DEPREMİN KENDİSİDİR. Zira lisani haliyle diyor ki; ‘’Ey insanoğlu işini sağlam yap. Kontrolün önce vicdanın olsun. Kontrol başında olmasa da,  demir, beton toprağın, tesisat sıvanın altında kalsa da hakkını ver.  Sakın izinsiz krişe / kolona dokunma. Yoksa yıkarım da sen ve sevdiklerin enkazın altında kalırken bu milletin ahı da senin üzerinde kalır. Diğer taraftan sakın ha; gururlanma, kibirlenme, kimseyi hor görme. Deprem olur enkaz altında kalırsın da, üstünde gezerken selam vermediğinden merhaba demeye tenezzül etmediğinden, belki de makamından kovduğundan  ‘NE OLUR BENİ KURTAR ne istersen veririm’ diye imdat çığlıkları atarsın.’’ Tarihte bunun örnekleri yaşanmıştır. Vesselam hayat oyun ve eğlenceden ibaret hiçbir şeyin garantisi yoktur. En iyi okul tecrübedir ancak biraz okul masrafı çoktur.
*
       ÖZETİN ÖZETİ: Özellikle deprem sonrası haberlerde hayat hikâyelerini gözyaşıyla dinlerken ne kadar çok sorumluluk taşıdığımızı düşünüyorum. Bu bağlamda her mesleğin bir zekâtı vardır sırrınca; Talep olması durumunda il – ilçe veya başka illere gönüllü olarak gelmeye hazır olduğumu buradan taahhüt ediyorum.
Diğer taraftan  ‘’her cemaat aynı zamanda bir öğrenci velisidir. Velileri bilinçlendirmek aynı zamanda öğrencilerimizi de güven altına almaktır.
MAHİR ODABAŞI 
Reklamlar

By MAHİR ODABAŞI

1966 yılında Çorum ili Osmancık ilçesi Seki Köyünde doğdu. İlkokula köyünde başlayıp daha sonra Ankara Çankaya Mithatpaşa İlkokulundan 1977 yılında mezun oldu. 1985 yılında Kargı ilçesinde memuriyete başlayıp sırayla Osmancık ve Mecitözü ilçelerinde 2001 yılına kadar görev yaptı. 1990 yılında İşletme Fakültesini bitirdi. 1991 1992 yılında Ankara Mamak Muhabere Okulunda kısa dönem olarak vatani görevini yaptı. 1990 - 2000 yılları arası çeşitli ilköğretim ve liselerde dışardan İngilizce ve İlk Yardım derslerine girdi. 2001 yılında açılan Sivil Savunma Uzmanlığı sınavını kazanarak Çorum İl Milli Eğitim Müdürlüğünde göreve başladı. 2019 yılında, ikinci üniversite olarak Atatürk Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Okulunu bitirdi ve C sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı belgesini aldı. Halen İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Sivil Savunma Uzmanı olarak görev yapmakta olup, evli ve 2 İlköğretim Matematik Öğretmeni babasıdır.

Bir Cevap Yazın

KÜNYE ONLİNE sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et

KÜNYE ONLİNE sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et